Anasayfa / Spor Bilimi & Genel Kültür / Sporcuların Fair Play’e Uyma ve Uymama Nedenleri

Sporcuların Fair Play’e Uyma ve Uymama Nedenleri

Sportmen davranışlar amatör ve profesyonel tüm sporcular için ağır sorumluluklar getirmektedir. Zafer kazanmak, üstün performans göstermek profesyonel sporculukta maddi başarı için çok büyük önem arz etmektedir. Sık yenilgi işsizliğe yol açacaktır. Dolayısıyla profesyonel bir sporcu için rakibine kuşkulu gözle bakmak ve onları kendi yaşantısını elinden almaya çalışan kişiler olarak görmek sporcular için kolaydır. Bu koşullar altında sporcunun özen ve dürüstlük göstererek rakibiyle samimi bir şekilde karşılaşması, heyecan ve duygu gerektiren durumlarda rekabet etmesi kendisini gerçekleştirmesinin hatırı sayılır bir ispatı olarak görülebilir. Profesyonel sporda, kazanan taraf devam etmekte, kaybeden taraf ise kimin birinci olacağına karar verecek süreci izlemek için evine dönmektedir. Taraftarlar sadece zaferlerle mutlu olmaktadır. Bu bağlamda sporcular binlerce taraftar önünde kazanma baskısına cevap vermek zorundadırlar.

Formal fair play oyunun yazılı kurallarına uygun davranmayı, informal fair play ise norm, adet, gelenek, görenek gibi yazılı olmayan kurallara uygun davranmayı esas alır.

Fair playe uygun davranılmasında aşağıdaki nedenler rol oynamaktadır.

İlk aşamadaki nedenler (Formal fair play):

  1. Sporcu, oynadığı oyunun kurallarına uymanın sportif davranışın esasını oluşturduğunu bilir.
  2. Sporcu, kendi sportmenlik dışı davranışının, rövanş faule yol açacağından çekinir; kendi güvenliğine ilişkin endişeyi ön planda tutar ve bu nedenle rakibe zarar verici uygulamalardan vazgeçer.
  3. Sporcular, sıklıkla sadece kendileri için değil, takımları için de dezavantaj oluşturacak bir cezalandırmaya uğrama korkusuyla oyun kurallarına uyarlar. Örneğin, sarı veya kırmızı kart nedeniyle sonraki maçta oynamama cezası alma korkusu, sporcuyu kurallara uygun davranmaya zorlar.
  4. Medyada ve kamu vicdanında mahkûm olmaktan ve buna bağlı prestij kaybından korkar (Örn; dopingci damgası yeme)

İkinci aşamadaki nedenler (İnformal fair play):

  1. Sporcu; insanlık erdeminin, fiziksel ya da sözel olarak bir başkasına zarar vermeyi, tecavüzü yasakladığını; rakip oyuncunun dokunulmazlığına ve onuruna saygı duyulmasını talep ettiğini düşünür.
  2. Sporcunun özsaygısı ve temel ahlaki düşünceleri erdemsiz oynamayı engeller.

Değişik nedenler günümüz performans sporlarında sporcuların fair play anlayışına uygun davranmalarını zorlaştırmaktadır. Sporcu toplumsal beklentiler alanının tam ortasında durmakta ve spora ilişkin referans grupları kendisinden üstün başarı beklemektedir. Spor örgütü, yatırımlarının karşılığı olarak uluslararası platformda iyi bir sıralama ve madalya elde etmek; spor kulübü, ulusal ve uluslararası karşılaşmalarda başarı düzeyini yükseltmek; ekonomi, reklamını yaptırmak; medya, tirajını arttırmak; siyaset, ülkeyi temsil ettirmek; antrenör, tanınmak ve ödül kazanmak; hekim, tanınmak; seyirci, özdeşleşmek için başarılı sporcuya ve sporda başarıya gereksinim duymaktadır. Sporcu ise; başarılı olamazsam, ülkemi iyi temsil edemem, ödül alamam, siyaset performans sporunu teşvikten vazgeçer, kulübümün durumu sarsılır, sağladığı imkanları kısıtlar, iyi transfer ücreti alamam, medyada yer alamam ve iyi tanınamam, antrenörüm bundan olumsuz etkilenir ve iyi antrenörlerle çalışma imkânı bulamam, kimse bana sponsor olmaz, iyi tıbbi yardım alamam, seyircinin ilgisini kaybederim gibi endişeler içindedir. Karşılıklı menfaatlere dayalı beklentiler ağı, birbirinden beslenen bir ilişki tarzının oluşmasına ve sporcunun kendi yararına da olacak çevresel beklentilerin karşılanması için “ne pahasına olursa olsun kazanmak” anlayışına kapılmasına neden olmaktadır.